AIDS, bulaşma yolları arasında cinsel ilişki, kan yoluyla ve anneden bebeğine geçiş bulunmaktadır. Bir kişide HIV/AIDS olduğunu belirleyecek net bir işaret bulunmamaktadır. Kişinin kendi kendine tanı koyması mümkün değildir. Kesin tanı, alınacak kan örneği ile laboratuvar ortamında yapılan HIV testi ile konulmaktadır. AIDS'in kesin tedavisi henüz yoktur ve henüz koruyucu bir aşısı da bulunmamaktadır.

Korunmasız olarak yapılan tek bir cinsel ilişki ile bulaşma riski tam olarak bilinmemekle birlikte, HIV'in erkekten kadına ve kadından erkeğe geçmesi kesin olarak bilinmektedir. Erkekten kadına geçiş, kadından erkeğe geçişe göre daha iyi bilinmektedir. Hastalıklı erkeğin menisinin HIV içermesi büyük bir olasılıkla meninin içinde bulunan lenfositlerin enfekte hale gelmesi şeklinde olmaktadır. Vajinaya giren HIV'in viral çoğalmayı başlatabilmesi için kan dolaşımına girmesi gereklidir. Vajinanın çeperinde bulunan ufak yarıkların virüsün kan dolaşımına girmesindeki esas yol olduğu tahmin edilmektedir. Bazı çalışmalar, kadınların tek bir cinsel temas sonrası enfekte olmaya erkeklerden daha yatkın olduğunu göstermektedir. Bu fark, vajinanın mukozasında bulunan potansiyel virüs giriş yerlerinin, penis yüzeyine oranla çok daha fazla olması ve dolayısıyla vajinanın penise oranla daha büyük miktarda enfeksiyöz materyale maruz kalması ile açıklanmaktadır.

HIV, kan yoluyla da bulaşabilmektedir. Bu, enfekte kan veya kan ürünleri ile doğrudan temas sonucu gerçekleşir. Özellikle steril olmayan şırıngaların, iğnelerin veya diğer kesici ve delici aletlerin kullanımı büyük risk taşır. Bu nedenle, tıbbi aletlerin sterilizasyonu ve güvenli kan transfüzyonu büyük önem taşır.

HIV, enfekte bir anneden bebeğine hamilelik, doğum veya emzirme sırasında geçebilir. Hamilelik döneminde düzenli tıbbi kontroller ve uygun antiretroviral tedavi, bu geçiş riskini önemli ölçüde azaltabilir.

HIV vücut dışında uzun süre yaşamayan, çok dayanaksız bir virüs türüdür ve dış ortamda kısa sürede ölmektedir. Bu yüzden el sıkışma, sarılma, dokunma, aynı tabaktan yemek yeme, tuvalet ve banyolardan geçme tehlikesi bulunmamaktadır. Bu nedenle AIDS'e yakalananları gereksiz yere dışlamamak ve onlara destek olmak gereklidir.