AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome), vücudun bağışıklık sisteminin çökmesine ve enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelmesine neden olan HIV (Human Immunodeficiency Virus) virüsünün yol açtığı bir hastalıktır. HIV, cinsel ilişki ve kan yoluyla bulaşabilen sinsi bir virüstür. Vücuda girdikten sonra yıllarca belirti göstermeden kalabilir. Bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler, soğuk algınlığı gibi basit hastalıklara karşı bile direnç gösteremez hale gelirler. AIDS, kan tetkikleri ile teşhis edilir. Hasta, HIV taşıdığını bilmediği takdirde, hastalığı başkalarına bulaştırabilir. HIV pozitif bireyler cinsel ilişki sırasında mutlaka korunmalıdır. AIDS'in kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, mevcut ilaçlar hastaların yaşam kalitesini artırmaya ve yaşam sürelerini uzatmaya yardımcı olur. Bu ilaçlar oldukça pahalıdır ve hastaların kendilerine çok iyi bakmaları gerekir. Her yaştan ve cinsiyetten birey bu hastalığa yakalanabilir.

Vücutta enfeksiyon belirtileri varsa, Elisa testi yapılır. Bu test oldukça etkili bir yöntemdir. Sonuçlar negatifse, 4 ay sonra test tekrarlanır. Elisa testinin yanı sıra HIV testleri de istenir. Bu testlerin sonuçlarına göre hasta sürekli kontrol altında tutulur. Aynı tabaktan yemek yemek, öksürme veya sarılma gibi durumlarla HIV bulaşmaz. Tanı konulan bireylerin korunmasız cinsel ilişkiye girmemeleri önemlidir.

Günümüzde HIV için etkili bir aşı bulunmamaktadır ve tıp dünyasında halen kesin bir tedavi geliştirilememiştir. Ancak, doktorun verdiği ilaçlar kullanılarak hastaların yaşam kalitesi artırılabilir. HIV pozitif bireyler yaşamları boyunca tedavi görmek zorundadır. Bu tedavi, virüsün çoğalmasını önlemek ve kontrol altında tutmak amacıyla yapılır. Düzenli ilaç tedavisi ile hastaların daha uzun ve kaliteli bir yaşam sürmeleri mümkündür.